Modern devirde ihtiyaç duyulan kelime zenginliği sebebiyledir ki artık günümüz Türkçesi işe yararlığını kaybetmek üzeredir. Başlıca iki handikaptan kaynaklanan bu gerçek şunu icab eder ki artık herkes elini taşın altına koysun ve lüzumlu tedbirleri alsın. Türkçe için her şey bitmiş değildir, ancak o şartla ki şimdiden, vakitlice harekete geçilsin.
Birinci handikap şudur ki, Türkçenin bu versiyonu, 1932-35 arasında ve daha sonra 1939'dan itibaren, ümmî köylülerin ve yarı-ümmî şehir esnafının dili esas alınarak oluşturuldu. İkincisi, bu Türkçe, söz konusu sosyal sınıfların kullandığı dilin bile altına geçti, çünkü evvela bu sınıfların kullandıkları birçok kelime dahi dilden atıldı, şu gerekçeyle ki bunlar Arapça ve Farsça kökenliydiler. Dahası işte bu "dil devrimi" ile Türkçeden atılan Arapça ve Farsça kökenli kelimelerin yerine türetilen kelimelerin pek çoğu tutunamayarak kayboldu. Nasıl böyle olmasındı ki? Bunların çoğu, Türkçenin kaidelerine ve estetiğine aykırı bir tarzda uydurulmuştu.